İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
İşyeri Kapatma Kararları ve İptali Kulaçoğlu Hukuk Bürosu
Kurulların inceleme, görüş bildirme ve karar vermeleri için konulmuş olan süreler, işin sürüncemede kalıp memurun tedirgin edilmemesine yönelik olduklarından bu sürelere içinde karar verilmemiş olması kararları hukuka aykırı hale getirmez[383]. Disiplin cezalarının verilmesinde disiplin kurulları açısından bağlı yetki doğuran ve cezalandırma yetkisini sınırlayan süreler zamanaşımı süreleridir. Bu nedenle kurulların karar verme sürelerini cezalandırma yetkisini düşüren bir süre gibi görmek, kanunda olmayan yeni zamanaşımı sürelerinin kabulü anlamına gelecektir. Nitekim Danıştay[384] ve AYİM[385] belirtilen sürelere uyulmamasının görevlilerin sorumluluğunu gerektirebileceğini, ancak bu durumun verilen cezayı veya alınan kararı kanuna aykırı hale getirmeyeceğini kabul etmektedir. “Disiplin amirleri uyarma, kınama ve aylıktan kesme cezalarını soruşturmanın tamamlandığı günden itibaren 15 gün içinde vermek zorundadırlar. Kademe ilerlemesinin durdurulması cezasını gerektiren hallerde soruşturma dosyası, kararını bildirmek üzere yetkili disiplin kuruluna 15 gün içinde tevdi edilir. Disiplin kurulu, dosyayı aldığı tarihten itibaren 30 gün içinde soruşturma evrakına göre kararını bildirir. Memurluktan çıkarma cezası için disiplin amirleri tarafından yaptırılan soruşturmaya ait dosya, memurun bağlı bulunduğu kurumun yüksek disiplin kuruluna tevdiinden itibaren azami altı ay içinde bu kurulca, karara bağlanır” (657 SK m.128). Disiplin amiri disiplin kurulunun kararı olmadan soruşturmacının önerisi doğrultusunda doğrudan bir alt cezayı veremez.
Zarar, hasar (görünür veya gizli) veya gecikme (bozulma talepleri dahil) veya eksik içerik nedenli tüm hak talepleri (i) Gönderinin teslimatından (hasar veya gecikme durumunda), veya (ii) beklenen teslimat tarihinden (kayıp, teslimatın gerçekleşmemesi veya yanlış teslimat durumunda) sonraki 21 gün içinde TNT’ye bildirilmelidir. 20.2 Gönderici TNT tarafından bu Koşullarda açıkça kabul edilenlerin ötesindeki tm zarar, hasar veya gecikme riskini ve bunlara maruziyeti üstlenir. Gönderen, arzu edilmesi halinde kendi sigortasını yaptırmalıdır. TNT’nin Gönderiyle bağlantılı olarak kanıtlanmış zarar, hasar, gecikme veya diğer herhangi bir talebe ilişkin yükümlülüğü Gönderinin onarım maliyeti, amortismana tabi tutulmuş değeri veya değiştirme maliyetinden hangisi daha düşükse, ilgili tutarı aşmayacaktır. TNT bir talebe konu olan Gönderinin içeriğinin değerine ait bağımsız kanıtlar talep etme hakkına sahiptir. Beyan edilen değere dayalı olarak bir ücret hesaplanacaktır ve bu ücret Gönderinin menşeine göre değişebilir. Ayrıntılı bilgi için TNT müşteri hizmetleriyle temasa geçiniz. 18.4 Gönderinin TNT’den kaynaklanan nedenlerle teslim edilememiş olması durumları dışında, asıl gönderi ücretleri ile birlikte iade Ücretleri de Gönderene tahakkuk ettirilecektir. TNT tarafından iade sürecinde yüklenilen diğer her türlü Ücret de bu kapsamdadır. Tehlikeli maddeleri içeren teslim edilemeyen Gönderilerin iadesi için, Gönderen doldurulmuş bir iade Konşimentosu ve diğer tüm gerekli belgeleri sağlamalıdır.
- I- GirişKişisel Verilerin Korunması Kanunu Tasarısı′nın ilk hali, kişisel verilerin korunması ve dokunulmazlığı hakkı yönünden daha olumsuz hükümler içermekte idi ki, Tasarının ilk halini daha önce inceleyip tartışmıştık.
- (4) Siyasal ilişki kesilir veyamisilleme meydana gelirse üç yıldan on yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
Nitekim idari cezalar da bir idari işlem olduğundan, anılan cezalara karşı idari yargı yerlerine iptal (itiraz) davası açılmakta idi. İptal davasının süresi genellikle kendi yasasında belirtilmekte olup, 7 gün, 15 gün, 30 gün gibi süreler içermektedir. Kanununun (1) numaralı bendinde “kamu hizmet binalarının” kapalı alanlarında tütün mamulü tüketen kişiye ilgili idari birim amirinin yetkili kıldığı kamu görevlileri tarafından ceza verilir. Bu durumda, özel olarak “belediye” tüzel kişisi olarak olmasa da, belediyelere ait binalarda “birim amiri” sıfatına haiz belediyeciler bu cezayı verebilir. Kabahatler Kanununun 39.maddesinde üç bend halinde düzenlenen bu kabahat türü için özel olarak belediyenin cezalandırma yetkisi bulunmamaktadır.
Maddesinde ise örgüt kurma, yönetme, örgüte üye olma, örgüt faaliyeti çerçevesinde suç işleme, üyesi olmadığı örgüt adına suç işleme ve hiyerarşik yapısına dahil olmadığı suç örgütüne yardım etme kavramlarının kullanıldığı ve ceza sorumluluğunun belirlendiği görülmektedir. Buna karşılık; 5275 sayılı Ceza İnfaz Kanunu m.107/4’de, örgüt kurma, yönetme ve örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlardan mahkumiyet halinde koşullu salıverilmenin tatbiki düzenlenmektedir. Bu hükümde; örgüt üyeliğine yer verilmediği gibi, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen suçtan mahkumiyet ifadesinin kullanılması, TCK m.220’nin sistematiğine ve “şahsilik” ilkesine aykırı uygulamalara sebep olabilmektedir. Uluslararası Hukuktan kaynaklanan istisnaların başında diplomatik dokunulmazlık gelir. Yabancı bir ülkede bulunan gönderen devletin elçiliğinde kendi devletini temsil suretiyle görev yapanlar diplomatik dokunulmazlıktan yararlanırlar. Bu dokunulmazlığın amacı; diplomatik temsilcilerin görevlerini, kabul eden ülkede herhangi bir baskı veya müdahaleye uğramadan yerine getirmelerini sağlamaktır. Bu kapsamda öngörülen istisnalar Uluslararası Hukuktan kaynaklanmakta olup, Birleşmiş Milletler Uluslararası Hukuk Komisyonu tarafından hazırlanan 1961 Diplomatik İlişkiler Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nde ve 1963 Konsolosluk İlişkileri Hakkındaki Viyana Sözleşmesi’nde düzenlenmiştir. İşbu Sözleşmeler kanunla uygun bulunup, usulüne uygun olarak yürürlüğe koyulmuş olduğundan, Anayasa m.90/5 uyarınca kanun hükmündedir. Dolayısıyla; kanun hükmünde kabul edilen bu Sözleşmelerin gereğinin eksiksiz şekilde yerine getirilmesi gerekmektedir. Bu yazımızda; 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu m.157’de düzenlenen dolandırıcılık suçunun daha az cezayı gerektiren nitelikli hali olan “dolandırıcılığın, bir hukuki ilişkiye dayanan alacağı tahsil amacıyla işlenmesi” suçu (TCK m.159) açıklanarak, doktrinde yer alan tartışmalı hususlar ile yargı kararları değerlendirilecektir.
İtiraz kural olarak hükmün kanuna aykırılığı sebebine dayanır. Hukuki bir kuralın uygulanmaması yahut yanlış uygulanması kanuna aykırılıktır. Maddesinde; “Bu Sözleşmede tanınan hak ve özgürlüklerden yararlanma, cinsiyet, ırk, renk, dil, din, siyasal veya diğer kanaatler, ulusal veya sosyal köken, ulusal bir azınlığa mensupluk, servet, doğum veya herhangi başka bir durum bakımından hiçbir ayırımcılık yapılmadan sağlanır” denilmektedir. Temel hâk ve hürriyetler kullanılırken, kamusal, iktisâdi, teknolojik şartlar gibi unsurlar hakkın kullanım şeklinde doğal olarak belirleyici rol oynar. Bu şartların varlığı ve hakkın kullanımına yön vermesi, hakkın kısıtlandığı anlamına gelmez. Fıkrası bu düşünce doğrultusunda kaleme alınmış bir uyarma ve tespit hükmü içermektedir. Özel hayat hakkı, hayatını bizzat ve bağımsızca yönlendirme ve istediği şekilde yaşayabilme ile kendisine sakladığı bilgi, duygu ve olguların gizliliğinin korunması konularını, aile hayatının gizliliği, evlenme hakkını ve cinsel yaşam özgürlüğünü kapsar[611]. Anayasa’nın “özel hayatın gizliliği” başlıklı 20/I’ maddesine göre; “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz”. Hal böyleyken taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde idari bir kararla kişi özgürlüğünün sınırlanmasına engel olan hükümler bulunup bulunmadığının açıklığa kavuşturulması ve çatışma halinde hangi normun uygulanacağının belirlenmesi gerekmektedir. Maddesinden aldığı yetkiyle, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanununda, idari kararla kişi hürriyetini sınırlayan bazı düzenlemeler yapmıştır.
İşçi ve işveren örgütlerinin işçi ve işverenle ve devletle olan ilişkileri ve çalışanların sosyal güvencelerini inceleme konusu yapmaktadır. Toplu iş hukuku ve sosyal güvenlik hukukuna ilişkin temel bilgileri yerleştirmek, toplu iş hukukunun bireysel iş hukukuna olan etkilerini öğretmek, bunlar üzerine tartışma ve değerlendirebilme yeteneği kazandırmak. Hukuk ve ceza davalarına ilişkin çeşitli dilekçelerin hazırlanmasının ve diğer bazı yazışma usullerinin öğretilmesi ve ayrıca meslek kuralları hakkında öğrencinin bilgilendirilmesi. Bu dersin amacı; hukuk ve ceza davalarına ilişkin çeşitli dilekçelerin hazırlanması, icra takibi safhasında kullanılan takip talebi ile ödeme ve icra emir gibi yazıların içerikleri, mahkemelerce kullanılan bazı müzekkere örnekleri ile avukatlık, hukuki danışmanlık veya hâkimlik-savcılık mesleğine ilişkin meslek kuralları hususlarının incelenmesidir. Sermaye piyasası hukuku dersinin başlıca konuları; sermaye piyasası kanununa genel bakış, sermaye piyasası hukukunun kaynakları, sermaye piyasasının temel kavramları, halka açık anonim şirket, sermaye piyasası araçları, sermaye piyasası faaliyetleri, sermaye piyasası kurumları, denetim, sermaye piyasası suçları, cezai sorumluluktur. Eşya Hukuku I dersinde, ayni hakka ilişkin temel bilgiler ve ayni hakkın diğer haklardan ayrılması ve sınıflandırılması, ayni haklara hâkim olan prensipler, zilyedlik ve bu çerçevede zilyetliğin taşınırlarda hak karinesi oluşu, taşınmazlarda hak karinesi ve tapu sicili sistemi incelenecektir. Eşya Hukuku I dersinin amacı, öğrencinin özel hukukta çok önemli bir yere sahip olan eşya kavramı ile, eşya üzerinde zilyetlik konusunu ve yine tapu sicili sistemini öğrenmesidir. Bu derste, parlamento kavramının doğuşu ve gelişimi ele alınmakta ve günümüz demokrasilerinde parlamentonun rolü üzerinde durulmaktadır. Bu uğraş içinde önce, makul ölçüde duyarlı bir demokraside bulunması gereken koşullar sorgulanmakta ve demokratik bir sistemde parlamentonun işlevleri, temsil, müzakere, yasa yapma, bütçeyi kabul etme, hükûmetin oluşturulması ve hükûmeti denetleme işlevi olarak sıralanarak, bu işlevler teker teker incelenmektedir. Daha sonra, yasama meclisi üyelerinin hukukî durumlarına geçilmekte ve bu başlık altında, milletvekili seçilme yeterliliği, milletvekilliği sıfatının kazanılması, milletvekilliğinin düşmesi, milletvekili dokunulmazlığı kurumlarıyla, milletvekillerinin malî statüleri ele alınmaktadır.
Maddesi, amirlik veya üstlük durumunu kötüye kullanmanın üç ayrı çeşidini disiplin suçu olarak düzenlemiştir. “Hizmete ait işlerde amirin sorusuna karşı bilerek doğru söylemeyenler bu fiillerinden hizmet aksamamış ise 1 aya kadar oda veya göz hapsi ile cezalandırılırlar” (477 SK m.49). Burada en önemli unsur amir ve üste saygısızlık teşkil eden fiilin hizmette veya hizmete ilişkin hallerde yapılmasıdır[99]. Hizmet; kanunlarla, nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, amir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir (İçHizK m.6). Hizmetin sınırlarının genel bir tanımla çizilmesi ve kapsamının genel bir anlatımla belirlenmesi, askerlik hizmetinin özelliğine nazaran pek mümkün görülmemektedir. Disiplin kabahatleri askeri mahkemelerce cezalandırılabildiği halde, disiplin tecavüzlerine askeri veya disiplin mahkemesince ceza verilemez[92]. Mahkeme böyle bir durumla karşılaştığında gereken cezanın verilebilmesi için evrakı disiplin amirine gönderir (AsCK m.179). Buna karşılık bir disiplin tecavüzü söz konusu olduğunda disiplin amiri ceza verip vermemek hususunda da serbesttir (AsCK m.163/2). Demek oluyor ki, disiplin kabahatlerinde faile mutlaka bir ceza verilmesi gerektiği halde disiplin tecavüzlerinin affedilmesi disiplin amirinin takdirindedir. AsCK’da düzenlenen disiplin kabahatleri ile disiplin tecavüzleri, aslında genel anlamda disiplin suçlarıdır.
Maddesinde, Başbakanlık ile Bakanlıkların ve bunlara bağlı Müsteşarlık, Genel Müdürlük ve Başkanlıkların kurum merkezindeki disiplin ve yüksek disiplin kurullarının kuruluşlarında uyulması gereken esasların neler olduğu tespit edilmiştir. Fıkrasının (a) bendinde, kurulların başkan ve üyelerinin, Başbakanlık ve Bakanlıklarda Müsteşarlar, bunlara bağlı kurumlarda kurumların başında bulunan müsteşar, genel müdür ve başkanların teklifi ve ilgili bakanın onayı ile görevlendirilecekleri; (b) bendinde de, kurulların bir başkan ve 4 üye olmak üzere 5 kişiden oluşacağı öngörülmüştür[302]. Başkan ve üyelerin en az bir yıl kıta veya askeri kurumlarda hizmet görmüş olmaları, taksirli suçlar dışında bir cürüm ile hükümlü bulunmamaları, sanığın astı olmamaları ve başkanın en az yüzbaşı rütbesinde bulunması şarttır (477 SK m.4). Disiplin mahkemesinin usule uygun oluşturulmaması halinde, verilen karar kanuna mutlak aykırı sayılır[298]. “Üst” kavramı, rütbe veya kıdem büyüklüğünü göstermektedir.